6 Mayıs 2013 Pazartesi
19 Nisan 2013 Cuma
Doktorlar ve hemşirelerin goblen sergisi
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi ameliyathanelerinde görev yapan doktor ve hemşirelerin işledikleri goblen ve kaneviçelerin yer aldığı sergi açıldı.
UÜ Rektörlük Sanat Galerisi'nde açılan sergide, Tıp Fakültesi Aneztesi ve Reanimasyon Ana Bilim Dalından 5 öğretim üyesi ile ameliyathanelerde görev yapan 8 hemşirenin, boş zamanlarında stres atmak için yaptıkları goblen tablolar ve kanaviçeler yer alıyor.
Hemşire Gülay Aslan, 20 yıldır bu mesleği yürüttüğünü ve her gün çok sayıda ameliyata girdiğini belirterek, günün stresini atmak için hobi olarak goblen tablolar yapmaya başladığını söyledi.
Çok ince işçilik gerektiren bu tabloların bir şablon üzerine ipliklerle işlenerek yapıldığını anlatan Aslan, şunları kaydetti:
"Aslında çok sabırsız biriyim. Ama bunlar çok sabır gerektiriyor. Yanlış yapmamanız gerekiyor. Goblen işlerken sabırlı olmayı da öğreniyorum. O günkü duruma göre yarım saat, bir saat uğraşabiliyorum. Bazen günlerce elime almadığım da oluyor. Burada yer alan tablolardan bazılarını 2 yılda bitirebildim, bazılarını 4 ayda. Ameliyathanedeki arkadaşlarım da bunlardan işliyordu. Eserlerimizi sergiyle bir araya getirmek istedik."
Acil ameliyatlarına giren 16 yıllık hemşire Neziha Kartal da 5 yıl önce geçirdiği kanser hastalığının tedavi sürecinde goblen işlemeyle tanıştığını ve o günden beri adeta bir terapi gibi goblenle uğraştığını söyledi.
Ameliyathane sorumlusu Prof. Dr. Aysun Yılmazlar ise işlerinin son derece stresli olduğunu belirterek, "Stres atmak için ameliyathanedeki diğer arkadaşlar da birbirlerinden görerek bu hobiyle ilgilenmeye başladılar. Ortaya güzel örnekler çıktı. Bunu bir araya getirerek sergilemek istedik" diye konuştu.
Yılmazlar, 2011'de daha geniş katılımlı bir sergi daha açmayı istediklerini vurguladı.
Goblen nasıl işlenir
Goblen; iğne ve ilik ile, sayılabilir delikleri olan kumaşa yapılmış resimlerdir. Goblen işlemesinde tüm tabloda hepsi aynı yöne bakan yarım çarpı şeklindeki dikişler kullanılır.
Yurtdışında Goblen, Türkiye’de çarpı işi olarak bilinen el sanatının (kaneviçe ve etamin) , yarım çarpı işi olarak uygulananı da diyebiliriz.ve Türkiye’de de özellikle Goblen Dünyam markaların hakimiyeti olduğu için “goblen” olarak geçen el sanatının değişik dikiş türleri olmasına rağmen işleme açısından temelde kaneviçe veya etaminden hiçbir farkı yoktur.
Goblen için, Türkiye’de genelde baskılı goblen bilinir .
1- Goblen işi, yarım çarpı biçiminde hep aynı yönde (sağdan sola veya soldan sağa) ilmek atılarak yapılır. İşlenen şemalı goblen modelleri üstten verev, alttan da verev baskılıda ise alttan düz atım ile işlenmelidir.
Goblen nasıl işlenir?Son kare kumaşın arka bölümüne aittir.
2-İster elde ister kasnakta yapılsın; ipliğin parlak ve pürüzsüz görünmesi için desenin üst kısmından başlayarak alt kısmına doğru inilmesi doğru olacaktır. Bu sayede işlenmiş alan, kirlenmeden tamamlanacaktır. Fonu işlenmeyen modellerde (kolay saymak için işaretleri bulunmayan kumaşlarda) , herhangi bir kaymaya mahal vermemek için, şemanın orta bölgesi kumaşın orta bölgesine işlenerek çalışmaya başlanmalıdır.
3-Her zaman için önerimiz; daha düzgün işleme, aynı zamanda işlerken kolaylık olması açısından, kasnak kullanılmasıdır.
4-İşe başlarken düğüm yapılmamalı, arkadan daha önce işlenmiş kısımların altından yürütülerek bitirilmelidir.
5-Aynı renkte işlenecek yerleri bitirdikten sonra diğer renklere devam ederken birkaç iğne ile de çalışabilirsiniz.
6-Şemalı goblenlerde işleme, mouline tabir edilen katlara ayrılabilir altı katlı ipliğin yalnızca iki katı ile; baskılı goblenlerde ise moulinenin altı katı ile (katlara ayrılmadan, olduğu gibi) yapılır.
7- İşleme, kitlerimizin içindeki iğneyle veya yeterince büyük delikli, yuvarlak uçlu başka bir iğneyle (etamin iğnesi) yapılmalıdır.
8-Şemalarımız 1:4 ya da 1:1 oranlarında olup bunlar her kitin içerisinde ayrıca belirtilmektedir. 1:1 oranlarda şemada görülen her kare, kumaşa aynen nakledilir, 1:4 oranlarda ise şemada görülen her bir kare için kumaşa, ikisi üstte ikisi altta olmak üzere (2×2′lik ölçülerde daha büyük bir kare oluşturacak) dört yarım çarpı atılır.
9-Büyük şemalar birkaç parçaya bölünmüştür, sayfaların köşelerinde sayfasının numaralarına dikket edilmelidir..
10- Kumaşın çözülmesini önlemek için kenarlarını önceden düğümlemeniz (sürfile) tavsiye edilir. Bu amaçla ayrıca yapışkan bant da kullanılır, ancak, işleme sırasında yapışkanların banttan taşıp kumaşı kirletmemesi için kaliteli bir bant kullanmalısınız.
11-Goblen hazır olduğunda ılık su ve sabunla yıkanması, nemliyken ters tarafından ütü yapılması tavsiye edilir. Goblen tablonuzun ilk günkü güzelliğini koruması için deterjan kullanmayınız.
12- Goblen işlemeye başlamadan önce mutlaka ellerinizi sabunla yıkamalısınız. Gobleninizi işleme süresi boyunca da kirlenmemesi için korumalısınız, küçük kasnakta gerili ya da kasnağa takılmamış katlanabilir haldeki goblenler, işlenmedikleri zamanlarda katlanarak bir kutu veya poşet içinde muhafaza edilmeli, ayaklı kasnaklara gerilmiş goblenler ise işlenmedikleri zamanlarda üzerlerine hafif bir örtü örtülerek tozdan korunmalıdır.
1:1 ve 1:4 İŞLEME NE DEMEKTİR?
1:1 teknikle işlenen goblenlerde şemada görünen her kare kumaşa aynen nakledilir. 1:1 teknikle hazırlanmış goblenlerde ise, şemada görülen her bir kare için kumaşa ikisi üstte ikisi altta ( 2×2′lik ölçülerde daha büyük bir kare oluşturacak şekilde ) olmak üzere toplam 4 dikiş atılır.
goblen nasıl işlenir? 1:1 ve 1:4
GOBLEN İLE ETAMİNİN FARKI NEDİR?
Teknik açıdan etamin ve kaneviçenin çarpı işi, goblenin ise yarım çarpı işi olması dolayısıyla hiç bir fark olmadığını söyleyebiliriz.
Fark sadece goblen çok daha ince ve detaylı bir iş olduğu için etamindeki gibi sembolize edilmiş objelerin değil (genellikle Türkiye’de yapılan el işlerinde Osmanlı ve Selçuklu’nun da etkisiyle çiçek, kuş, akrep ve benzeri motifler kullanılır) tablo denilebilecek düzeyde ayrıntılı biçimde verilmiş manzara, portre, hayvan resimleri gibi konuların işlenmiş olmasındadır.
BASKILI GOBLEN ve ŞEMALI GOBLEN NEDİR?
Baskılı goblen 1 cm.de 4, en fazla 5 dikiş olacak şekilde hazırlanır ve işlenir.
Üzerine resmin baskı yoluyla aktarılmış olduğu kareli kumaşın, kalın iplikle doldurulduğu goblenlerdir.
18 Nisan 2013 Perşembe
17 Nisan 2013 Çarşamba
o kadar yabancılaştık ki,komşu komşuya selam vermez oldu...
Küçük
kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini
daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakin geçmişte
kendisine yârdim eden bir dosta teşekkür etmediğini
hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı.
Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğle yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki… İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnini ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı…
Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar…
Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu.
hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı.
Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğle yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki… İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnini ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı…
Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar…
Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Satılık şema
2209-Flört ...